Türkiye’nin teknoloji ve savunma sanayisi alanındaki ilerlemesine yeni bir boyut kazandıran Fly BVLOS Technology, 2027 yılında 3nm çip üretimine başlayacağını duyurdu. Başkent Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde inşa edilen ileri teknoloji tesisinde gerçekleşecek olan bu üretim, Tayvan’dan sağlanan teknoloji transferi ve milyonlarca dolarlık yabancı yatırımla destekleniyor. Halihazırda 90nm ve 65nm çip üretimi gerçekleştiren Türkiye’nin, günümüzdeki en ileri teknoloji olan 3nm üretim sürecine geçişi, küresel standartlarla yarışabilecek nitelikte.
Yerli şirket, 2027’de 3nm üretim sürecine başlıyor
Proje, üç aşamalı bir yol haritasını takip ediyor. İlk aşama olan 2025 yılı itibarıyla SMT ve montaj hattı kurularak, yapay zeka sunucuları ve ağ donanımları gibi ürünlerin yıllık 144.000 birim kapasiteli üretimi hedefleniyor. Ayrıca, PCB üretimi için Ostim Teknik Üniversitesi ile iş birliği yapılarak uzman insan kaynağı yetiştirilmesine odaklanılıyor. İkinci aşamada, 2026 yılında yerli PCB üretim tesisi tamamlanarak anakart üretimine başlanacak ve üretim kapasitesi artan taleple orantılı olarak iki katına çıkarılacak. Üçüncü aşamada ise 2027’de 3nm süreçte aylık 5.000 çip üretebilecek gelişmiş bir üretim hattı devreye alınacak.
Fly BVLOS Technology, insansız hava araçları ve diğer kritik savunma sistemlerinde kullanılacak görev bilgisayarlarını geliştirmede yerli çiplerin rolünün hayati olacağını belirtiyor. Bu çiplerin, hız ve karmaşıklık bakımından mevcut küresel standartların ötesine geçmesi bekleniyor. Firma, önceden ürettiği Jackal SİHA modeli ile dikkat çekerken, Tayvan’daki deprem sonrası arama-kurtarma faaliyetlerine katılarak da önemli bir sosyal sorumluluk sergilemişti.
Yüksek teknoloji gerektiren 3nm çip üretiminin yanı sıra Fly BVLOS Technology’nin, insansız hava aracı projelerini geliştirmek ve savunma sanayisindeki yerini güçlendirmek adına büyük adımlar attığı görülüyor. Dünyanın en hızlı görev bilgisayarlarını geliştirmek hedefiyle yola çıkan firma, yerli üretim kabiliyetleri ile uluslararası arenada önemli bir yer edinebilecek potansiyele sahip. Bu hamle, Türkiye’nin yarı iletken üretiminde ileri teknolojiye geçişini simgelerken, aynı zamanda savunma sanayisinde dışa bağımlılığı azaltma yolunda bir dönüm noktası oluşturuyor.