Westport, Conn. merkezli SmartEdgeLaw Group’un kurucu üyesi olan avukat Richard Santalesa, teknoloji işlemleri, veri güvenliği ve fikri mülkiyet konularına odaklanıyor. Sözleşme hukuku ve telif hakkı hukuku sorunlarının da olduğunu ve bunların farklı şekilde ele alındığını belirtiyor. Sözleşmesel bir bakış açısından, Santalesa, AI tarafından üretilen kod üreten çoğu şirketin, “diğer tüm IP’lerinde olduğu gibi, sağlanan materyalleri — AI tarafından üretilen kod dahil — kendi mülkleri olarak kabul edeceğini” iddia ediyor.
Yapay zekanın yazdığı kod için sahiplik karmaşası
OpenAI (ChatGPT’nin arkasındaki şirket), üretilen içeriğin mülkiyetini iddia etmiyor. Hizmet şartlarına göre OpenAI, burada size Çıktı üzerindeki tüm hak, mülkiyet ve çıkarlarını devreder. Ancak, açıkça, bir AI tarafından yazılmış kod kullanan bir uygulama oluşturuyorsanız, kimin neye sahip olduğunu (veya sahip olduğunu iddia ettiğini) dikkatlice araştırmanız gerekecektir.
ABD dışındaki kod sahipliğine ilişkin bir görüş için ZDNET, Kanadalı bir iş hukuku firması olan McMillan LLP’de Teknoloji Grubu’nda Vancouver merkezli bir ortak olan Robert Piasentin’e yöneldi. AI tarafından üretilen çalışmalarla ilgili olarak sahipliğin hala “hukukun belirsiz bir alanı” olduğunu söylüyor. Bununla birlikte, sorunu açıklığa kavuşturmaya yönelik çalışmalar yapıldı. 2021’de, Kanada ajansı ISED (İnovasyon, Bilim ve Ekonomik Kalkınma Kanada) soruya üç yaklaşım önerdi:
- Mülkiyet, eserin yaratılmasını ayarlayan kişiye aittir.
- Mülkiyet ve telif hakkı yalnızca insanlar tarafından üretilen eserler için geçerlidir ve bu nedenle, ortaya çıkan kod telif hakkı koruması için uygun olmayacaktır.
- Yapay zeka tarafından üretilen eserler için yeni bir “yazarsız” haklar kümesi yaratılmalıdır.
İngiltere ve Galler’de de avukatlık yapan Piasentin, “Kanada’ya benzer şekilde, yapay zeka sistemlerinin tasarımını, gelişimini ve kullanımını doğrudan düzenleyen bir İngiliz mevzuatı yoktur. Ancak, Birleşik Krallık, bilgisayar tarafından üretilen bir eserin yazarının kim olabileceğini açıkça tanımlayan dünyadaki ilk ülkelerden biridir.” diyor. Piasenten, yapay zekaya değil, video oyunu davalarına dayanan bazı Birleşik Krallık içtihatları emsalinin zaten mevcut olabileceğini söylüyor. Yüksek Mahkeme’de görülen bir dava (kabaca ABD Yüksek Mahkemesi’ne benzer), bir video oyununda üretilen görüntülerin oyuncunun değil, oyun geliştiricisinin malı olduğunu belirledi.