Almanya merkezli bir girişim, biyogaz enerji santrallerini dönüştürerek karbon negatif hale getirecek yenilikçi bir sistem geliştirdi. Bu yöntem, tarım atıkları ve hayvan gübrelerinden elde edilen biyogazı doğrudan yakmak yerine yakıt hücreleri aracılığıyla elektriğe dönüştürmeyi temel alıyor. Yakıt hücreleri sayesinde sistem, geleneksel biyogaz motorlarına kıyasla iki kat daha fazla enerji üretebiliyor. Ayrıca, bu teknoloji, hem yenilenebilir doğal gaz hem de yeşil hidrojen üretimini mümkün kılıyor ve tersine çevrilebilir bir enerji kaynağı işlevi görüyor. İhtiyaç halinde şebekeden enerji çekerek depolama yeteneğiyle de dikkat çekiyor.
Biyogaz enerji santralleri, karbon negatif hale gelecek
Yeni geliştirilen bu mimari, sadece verimliliği artırmakla kalmıyor, aynı zamanda CO2 yakalama ve depolama özelliği ile santralleri karbon negatif hale getiriyor. Saflaştırılan karbon dioksit ya ticari amaçlarla satılabiliyor, tekrar metan üretiminde kullanılabiliyor ya da uzun vadeli depolanarak atmosfere salınımı engelleniyor. Üretilen hidrojen de ihtiyaç halinde elektrik üretimi için kullanılabilirken, geri dönüş verimi yaklaşık %75 gibi oldukça iyi bir seviyeye ulaşıyor. Bunun yanı sıra, Avrupa’daki aşırı yenilenebilir enerji üretimi durumlarında oluşan negatif elektrik fiyatlarından yararlanarak sistem kendini şarj edebiliyor ve bu süreçte gelir elde edebiliyor.
Girişimin tasarladığı sistem, taşınabilir ve pratik bir kullanım sunuyor. 100 kW gücünde olan versiyon yarım konteynere, 500 kW gücünde olan ise tam bir konteynere sığacak şekilde kompakt bir biçimde üretilmiş. Ayrıca, “tak çalıştır” mantığıyla geliştirilen bu sistemlerin kurulumu oldukça basit. Gerekli olan sadece bir biyogaz bağlantısı ve elektrik hattı. Bu özellikleri sayesinde santraller, rüzgar veya güneş gibi değişken enerji kaynaklarının yetersiz kaldığı dönemlerde devreye girerek şebekenin ihtiyacını karşılayabiliyor.
Reverion isimli bu şirket, projeyi daha da ileri taşımak için yatırımcılarından 62 milyon Euro toplamış durumda. İki yıl içinde 100 adet enerji santralini seri üretimle piyasaya sürmeyi hedefleyen şirketin, bu sistemler için şimdiden 100 milyon Euro değerinde ön sipariş aldığı bildiriliyor. Uzun ömürlü tasarımı sayesinde bu sistemler 20 yıl boyunca kullanılabiliyor. Ancak, bazı bileşenlerin, örneğin katı oksit yakıt hücrelerinin, beş yılda bir değiştirilmesi gerekiyor. Yine de teknolojideki gelişmelerle birlikte bu bileşenlerin ömrünün ilerleyen yıllarda uzaması bekleniyor.