Google Firebase ile ilgili I/O 2016’da çok önemli güncellemeler yaptı, ama onun öncesinde buna neden ihtiyaç duyduğuna bakalım: Akıllı telefon pazarının doyum noktasına yaklaşması, mobil uygulama dünyasına da etki ediyor. Sıfırdan bir uygulama geliştirip, bunu gelire dönüştürmek eskisi kadar kolay değil. Mobil uygulama geliştiricilerin “altına hücum” çağı neredeyse sona erdi ve önümüzde bir başarı hikayesine karşı binlerce iflas, hüsran ve hayal kırıklığı bulunuyor.
Hal böyleyken geliştiricilere yeni olanaklar sunarak, adeta kısır döngüye giren mobil uygulama ekosistemini canlandırmak platform geliştiricilere düşüyor. Google’ın bu yılki geliştirici konferansı I/O 2016’da tanıttığı yenilenen Firebase de bunun önemli bir örneği. Özellik havuzu genişletilen ve yepyeni niteliklerle donatılan platform sayesinde, artık her uygulama geliştirici ileri düzey analitik servislerinden faydalanarak yeni gelir modelleri kurgulayabilecek.
Dünden bugüne Google Firebase
Bir buçuk yıl önce, Ekim 2014’te Firebase adı verilen uygulama geliştirme servisi Google tarafından satın alındığında kullanıcı sayısı 110 binin biraz üzerindeydi. Bugün ise aynı ağda 470 bin geliştirici hizmet alıyor. Google da odağını Firebase kullanan geliştiricilere çevirdi ve onların ihtiyaç duydukları pek çok hizmeti (belki biraz da fazlasını) kullanıma açtığını duyurdu.
firebase.google.com adresine taşınan Firebase tasarım olarak da Google’ın bir süredir tüm uygulamalarını taşıdığı Materyal Tasarım anlayışına uygun bir yapıyla kullanıcıları karşılıyor. Arka planda Google Cloud Platform ile aynı hesap sistemini kullanan Firebase, bu sayede geliştiricilere bulut servislerine de kolay erişim imkanı sağlıyor.
Artık her geliştiricinin mobil analitik erişimi var
Google Firebase kullanıcısı mobil geliştiriciler, bizzat Google Analytics’i geliştiren ekip tarafından hazırlanan bir dizi mobil analitik hizmetinden faydalanabiliyor artık. Bunu kullanmak için tıpkı web sitelerinin Analytics kullanırken yaptığı gibi, uygulamaya birkaç satırlık kod eklemeleri yeterli oluyor. Bu işlemin ardından tüm temel kullanıcı verileri, uygulamanın içinden Firebase veritabanına aktarılıyor. Üstelik daha detaylı bilgilere erişmek isteyen geliştiriciler, mobil uygulamalarının analiz edilmesini istedikleri tüm bölümlerde benzer işlemleri yaparak çok daha kapsamlı bir içgörüye sahip olabiliyor.
Bu veriler sayesinde mobil uygulamaları indiren ve kullanan kişilerin, teknik adıyla “kitle”nin detaylar ortaya çıkıyor. Geliştiriciler, hitap ettikleri kitlenin davranışlarını daha detaylı şekilde görüntülerken, reklam kampanyalarının da performans grafiğini aynı arayüz üzerinde görüntüleyebiliyor.
Kitle hakimiyeti Google Firebase ile sağlanıyor
Ürün pazarlamanın en kritik unsuru olan “kitle”, aslında yeni tüm yeni işlevler için de temel sütun işlevi görüyor. Uygulamalar içinde uzaktan konfigürasyon değişiklikleri yapılacağı zaman, bunu kitle üzerinde A/B testler yaparak gerçekleştirmek mümkün oluyor. Örneğin bir oyun geliştiricisi, kitle segmentlerinden birini seçerek o gruba özel ekstra bir hak tanımlayabiliyor.
Google Cloud Messaging tabanlı çalışan yeni bildirim sistemi ise kullanıcılara sunulan yeniliklerden bir diğeri. Hatta servisin adı artık Firebase Cloud Messaging olarak anılıyor. Şirket buradan hem iOS ve Android hem de web uygulamaları için sınırsız bildirim desteği sağlıyor. Üstelik bu bildirimlerin tamamı ücretsiz!
İşin mali boyutuna girmişken, Google’ın bu hizmetler için ücretlendirme tablosunda da sadeleştirmeye gittiğini belirtmekte fayda var. Analytics, Hata Raporlama, Uzaktan Konfigürasyon ve Dinamik Linkler özelliklerinin tamamı sınırsız kullanıma açık ve ücretsiz sunuluyor. Firebase ile kullanılabilen dört ayrı ücretli ürün bulunuyor ve bunlar Test Lab, Depolama, Gerçek Zamanlı Veritabanı ve Barındırma (Hosting) olarak sıralanıyor. Bu servislerden faydalanmak isteyen mobil geliştiriciler belirli kısıtları olan bir ücretsiz plan, startup’lara özel bir aylık tarife ya da “kullandıkça öde” modeli arasında tercih yapabiliyorlar.
Teşekkürler :)
Çok teşekkürler