BYD, elektrikli araç sektöründeki pil fiyat rekabetinde önemli bir adım atarak, ikinci nesil Blade pillerini 2025 yılında piyasaya sürmeye hazırlanıyor. Bu yeni nesil pillerin, önceki versiyonlara kıyasla %15 daha düşük maliyetle üretileceği ve aynı zamanda daha yüksek menzil ve performans sunacağı belirtiliyor. Elektrikli araç piyasasında CATL’nin ardından dünyanın en büyük ikinci pil üreticisi olan BYD, bu yeni pillerle hem fiyat avantajı hem de teknolojik üstünlük sağlamayı hedefliyor. Blade 2 olarak adlandırılan bu pillerin, enerji yoğunluğu ve şarj hızında önemli iyileştirmeler barındıracağı ifade ediliyor.
BYD’nin ikinci nesil Blade pilleri, daha düşük maliyetle üretiliyor
Yeni Blade pilleri, lityum demir fosfat (LFP) kimyasıyla iki farklı versiyon halinde sunulacak. İlk versiyon, 210 Wh/kg enerji yoğunluğu ve 3C şarj ile 8C deşarj oranlarına sahipken, ikinci versiyon daha düşük bir enerji yoğunluğu olan 160 Wh/kg değerine, ancak daha hızlı 8C şarj ve 16C deşarj desteğine sahip olacak. BYD’nin, mevcut Blade pillerin yaklaşık 150 Wh/kg olan enerji yoğunluğunu artırarak, yeni nesilde maliyeti önemli ölçüde düşürmeyi planladığı belirtiliyor. Bu durum, şirketin elektrikli araç sektöründeki rekabet gücünü artırmayı amaçladığını gösteriyor.
Rakip CATL’nin de bu rekabette geri kalmadığı, giriş seviyesi elektrikli araçlar için geliştirdiği LFP pillerde şarj oranını 2C’ye çıkarırken maliyetleri de 0,9 yuan/Wh’den 0,35 yuan/Wh’ye düşürdüğü biliniyor. BYD’nin yeni nesil Blade pillerinin, hem enerji yoğunluğu hem de fiyat avantajı sayesinde CATL gibi büyük rakiplerle yarışırken, aynı zamanda nikel mangan kobalt (NMC) pillerle de rekabet edebileceği ifade ediliyor.
Goldman Sachs’ın verilerine göre, küresel elektrikli araç pil fiyatlarının 2026 yılına kadar %50 oranında düşmesi ve böylece 2023’teki 149 dolar/kWh seviyesinden 80 dolar/kWh seviyesine gerilemesi bekleniyor. Bu düşüşle birlikte elektrikli araçların maliyetlerinin içten yanmalı motorlu araçlarla eşit seviyeye gelmesi öngörülüyor. BYD’nin bu hamlesi, elektrikli araçların daha erişilebilir hale gelmesine ve sektörün hızlı bir dönüşüm yaşamasına katkı sunacak gibi görünüyor.