Yerel kaynaklardan alınan bilgilere göre, Litvanya ile İsveç arasındaki denizaltı kablonun fiziksel olarak kesildiği doğrulanırken, Finlandiya ile Almanya arasındaki ikinci kablonun hasar nedeni henüz belirlenemedi. Ancak yetkililer, bu olayın da kasıtlı bir saldırı olabileceğini değerlendiriyor.
Bu olay, ABD’nin geçtiğimiz Eylül ayında Rusya’nın denizaltı iletişim hatlarını sabote edebileceğine dair yaptığı uyarının ardından geldi. İskandinav ülkelerinin devlet televizyonlarının yaptığı ortak araştırma, Rusya’nın bölgede sabotaj ve casusluk amacıyla kullanılan bir gemi filosu konuşlandırdığını ortaya koymuştu. Bu programın, hem iletişim kablolarını hem de deniz üstü rüzgar çiftliklerini hedef aldığı ileri sürülmüştü.
Kapsamlı inceleme başlatıldı
Finlandiya ve Almanya’nın dışişleri bakanları tarafından yapılan ortak açıklamada, “Baltık Denizi’nde Finlandiya ile Almanya’yı bağlayan denizaltı kablosunun kesilmiş olması bizleri derinden endişelendiriyor. Bu tür bir olayın hemen kasıtlı zarar verme şüphesi uyandırması, zamanımızın ne kadar kırılgan olduğunun bir göstergesidir. Avrupa güvenliği yalnızca Ukrayna’ya yönelik Rusya’nın saldırgan savaşından değil, aynı zamanda kötü niyetli aktörlerin yürüttüğü hibrit savaşlardan da tehdit altındadır. Kritik altyapımızın korunması, toplumlarımızın güvenliği ve direnci için hayati öneme sahiptir.” ifadelerine yer verildi.
Alternatif altyapı ve tamir süreci
Litvanya ile İsveç arasındaki kablo, Litvanya’nın internet kapasitesinin yaklaşık üçte birini taşıyor. Yetkililer, bu kablonun onarımının birkaç hafta süreceğini ve hava koşullarının tamir çalışmalarını etkileyebileceğini belirtti.
Finlandiya-Almanya kablosu için ise hasarın kaynağı araştırılmaya devam ediliyor. Cinia adlı devlet kontrolündeki Fin şirketi, kabloyu henüz fiziksel olarak inceleyemediklerini, ancak ani kesintinin dış müdahale kaynaklı olabileceğini bildirdi.
Kritik altyapının güvenliği öncelikli
Baltık Denizi’ndeki bu kesintiler, Avrupa’da denizaltı iletişim hatlarının güvenliğine yönelik endişeleri artırıyor. Her ne kadar veri akışı çoğunlukla birden fazla kablo üzerinden yönlendirilerek tek bir hatta bağımlılık azaltılmış olsa da bu tür olaylar, bölgenin savunma mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiğine işaret ediyor.
Avrupa ülkeleri, bu kritik altyapıları korumak için daha etkili bir güvenlik stratejisi geliştirmeyi planlıyor. Bu olayın sonuçları, gelecekteki denizaltı altyapı projelerinde de etkili olacak gibi görünüyor.