Küresel enerji ve doğal kaynak analizleri yapan Wood Mackenzie, yayınladığı son “Enerji Dönüşümü Görünümü” raporunda, 2050’ye kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşılabilmesi için 78 trilyon dolarlık küresel bir yatırımaihtiyaç olduğunu belirtti. Ancak, rapor 2030 iklim hedeflerine ulaşmanın, yaşanan küresel ekonomik şoklar nedeniyle pek olası görünmediğini de vurguluyor.
1,5 Derece hedefi için büyük yatırım gerekiyor
Raporda, küresel ısınmayı 1,5 derece ile 3 derece arasında tutmayı hedefleyen dört farklı senaryo ele alınıyor. Paris Anlaşması’nın 1,5 derece hedefini yakalayabilmek adına, elektrik tedariki, şebeke altyapısı, kritik mineraller ve yeni teknolojilere yapılması gereken toplam yatırımın 78 trilyon dolar seviyesinde olacağı ifade ediliyor. Wood Mackenzie, net sıfır emisyon için yılda yaklaşık 3,5 trilyon dolar yatırım yapılması gerektiğini öngörüyor.
Yenilenebilir enerjide güçlü büyüme beklentisi
Rapora göre, artan küresel enerji talebi; yükselen gelirler, nüfus artışı, veri merkezlerinin yaygınlaşması ve ulaşımda elektrifikasyon gibi yeni talep kaynaklarıyla hızlanmaya devam edecek. Yenilenebilir enerjinin büyüme hızı ise tüm senaryolarda güçlü bir artış gösterecek. Bununla birlikte, küresel taahhütler arasında yer alan 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma hedefinin, mevcut hızla karşılanması oldukça zor görünüyor.
Karbon fiyatlandırması kritik ama zorlayıcı
Wood Mackenzie’nin senaryolar ve teknolojilerden sorumlu Başkan Yardımcısı Prakash Sharma, 2050 yılında net sıfır emisyon hedefine ulaşmanın mümkün olduğunu, ancak bunun için güçlü ve kararlı adımlar gerektiğinibelirtiyor. Sharma, “Karbon fiyatlandırması emisyon azaltımında en etkili yol olabilir, fakat kutuplaşmış bir ortamda bunu uygulamaya koymak zor” diyerek, küresel iş birliğinin önemine dikkat çekiyor.
Sıcaklık artışı 3 dereceye çıkabilir
Sharma, iklim değişikliğine karşı somut adımlar atılmaması halinde, 2050 yılına kadar küresel ısınmanın 2 derece sınırında tutulmasının bile zorlaşacağını, hatta 3 dereceye varan bir sıcaklık artışı riskiyle karşı karşıya kalınabileceğini ifade etti.