Techinside Google News
Techinside Google News

İklim değişikliği ile mücadele için teknolojinin rolü ve gelecek projeksiyonları

İklim değişikliği ile mücadele günümüzün en önemli stratejileri arasında yer alıyor. Bunun için teknolojiden yararlanılıyor ve gelecek projeksiyonları hazırlanıyor.
- Advertisement -

NASA verileri, son 10 yılın kayıtlara geçen en sıcak yıl olduğunu doğruluyor. NASA’nın Goddard Uzay Araştırmaları Enstitüsü, Temmuz 2023’ün küresel sıcaklık kayıtlarındaki diğer tüm aylardan daha sıcak olduğunu bildiriyor. İklim değişikliği ile mücadele, gezegenimizi soğutmanın yollarını bulma ihtiyacını daha acil hale getirmektedir.

İklim değişikliği ile mücadele

Bazı iyi haberler var. Araştırmacılar iklim değişikliğiyle birçok yaratıcı yolla mücadele ediyor. Yeni teknolojiler emisyon kaynaklarının belirlenmesini sağlıyor. Böylelikle daha fazla enerji verimliliği ve fosil yakıtlara daha düşük karbonlu alternatifleri ortaya koyuyor. Ayrıca daha fazla zararın önlenmesini ve hatta fazla sera gazlarının atmosferden uzaklaştırılmasını kolaylaştırıyor. Bunların birçoğu rutin olmaktan çok uzak. Örneğin, bilim insanları uzaya devasa bir güneşlik fırlatma ve bunu küçük ama kritik miktarda güneş radyasyonunu engellemek için kullanma olasılığını araştırıyor. Teoriye göre bu teknoloji işe yararsa, küresel ısınmanın etkilerine karşı koymak için yeterli olabilir.

Bir başka yenilikçi deneyde bilim insanları, güneş enerjisinin bir kısmını uzaya geri itmeyi amaçlıyor. Bunun için dünya okyanuslarının üzerindeki bulutların bileşimini değiştirmek için havaya tuz aerosolleri püskürttüler. Bir şeyi düzeltmenin ilk adımı, nerede arıza olduğunu tespit etmektir. Sorunun ne olduğunu biliyoruz: küresel sıcaklıkları yükselten aşırı karbon emisyonları. Peki ama bu emisyonlar nereden geliyor?

Mart ayında Çevre Savunma Fonu (EDF), metan emisyonlarını izleyen MethaneSAT’ı fırlattı. Verilerin bu yıl içinde kullanıma sunulması bekleniyor. Bu veriler, Google’ın yapay zekâsı ve altyapı haritalamasıyla birleştiğinde, özellikle petrol ve gaz altyapısından kaynaklanan metan emisyonlarının nasıl azaltılacağı konusunda daha iyi bir anlayış yaratacaktır.

Petrol, gaz, mineral ve diğer hammaddeleri üreten, işleyen işletmeler sera gazı (GHG) emisyonlarının yarısından sorumlu. Climate TRACE, uydu görüntüleri, kızılötesi görüntüleme ve nitrojen oksit sensörleri kullanıyor. Böylelikle enerji santralleri, fabrikalar, kontrollü yakmalar, kargo gemileri ve diğer insan kaynaklarından kaynaklanan karbondioksit (CO2) emisyonlarını i ve zliyor. Ayrıca analiz ediyor ve Google.org tarafından finanse edilen kar amacı gütmeyen bir koalisyon sağlıyor. Kâr amacı gütmeyen kuruluş, bu bilgileri makine öğrenimi ile analiz ediyor. Böylelikle gerçek zamanlı emisyon verilerinin kamuya açık bir kaynağını oluşturmayı amaçlıyor. Hükümetler ve dünya çapındaki diğer gruplar, bağımsız olarak toplanan bu verileri yasadışı kirleticileri tespit etmeye çalışıyor. Böylelikle uluslararası iklim değişikliği anlaşmalarına uyumu doğrulamayı hedefliyor. Ayrıca karbon üst sınırı ve ticaret piyasalarını yönetmek için kullanabilir. Climate TRACE 352 milyon sera gazı kaynağından oluşan bir veri tabanı yayınlamıştır.

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda paylaşın!

SON VİDEO

TÜMÜ

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlginizi çekebilir