İngiltere’deki Sheffield Üniversitesi ve ABD’deki Hawaii Üniversitesi’nden araştırmacılar, nükleer silah teknolojilerinde önemli bir gelişmeye imza attılar. Geliştirdikleri yeni antimadde dedektörü, yüzlerce kilometre uzaktaki nükleer reaktörlerden yayılan antinötrinoları ölçebiliyor. Bu da, söz konusu reaktörün enerji üretimi mi yoksa silah üretimi için mi kullanıldığının anlaşılmasını sağlıyor.
Kilometrelerce uzaktan nükleer silah tespiti yapan dedektör geliştirildi!
Günümüzde karbon ayak izini azaltmak için nükleer enerjiye olan ilgi artıyor. Ancak bu durum, bazı ülkelerin nükleer silah geliştirmek için reaktörleri bahane olarak kullanabileceği endişesini de beraberinde getiriyor. Nükleer silah ve nükleer yakıt üretimi arasındaki temel fark, kullanılan uranyumun zenginleştirme oranında yatıyor. Nükleer yakıt %5’in altında zenginleştirilirken, nükleer bomba için bu oran %90’ı aşıyor.
Peki bu yeni dedektör, reaktörlerin amacını nasıl ortaya çıkarıyor? Antinötrinolar, nükleer reaksiyonlar sırasında ortaya çıkan ve maddeyle neredeyse hiç etkileşime girmeyen, yani çok uzak mesafelere ulaşabilen parçacıklar. Araştırmacılar, geliştirdikleri dedektör ile antinötrino sayısını ölçerek reaktörün varlığını, uzaklığını ve hatta hangi amaçla kullanıldığını belirleyebiliyor.
Dedektör, antinötrinoları yakalamak için “Cherenkov radyasyonu” adı verilen bir olgudan yararlanıyor. Su gibi bir ortamdan ışık hızından daha hızlı geçen yüklü parçacıklar, mavi bir ışık konisi oluşturuyor. Antinötrinolar da bu ışık konisinin oluşmasına neden olduğu için, varlıkları tespit edilebiliyor.
Ancak bu yöntemin de bazı zorlukları var. Örneğin kozmik ışınlar da benzer ışık izleri bırakabiliyor ve bu da ölçümleri etkileyebiliyor. Araştırmacılar, bu sorunu çözmek için dedektörün tasarımını optimize etmeye çalışıyorlar.
Yaklaşık 100 milyon dolara mal olması beklenen dedektörün inşası için henüz kesin bir karar verilmedi. Ancak bu teknolojinin, nükleer silahların yayılmasının önlenmesinde önemli bir rol oynama potansiyeli bulunuyor.