Küresel enerji manzarasında önemli bir değişimin yaşandığı Dünya Nükleer Endüstrisi Durum Raporu (WNISR) 2024, dünyanın kurulu güneş PV kapasitesinin nükleer enerjiyi neredeyse beş kat aştığını ortaya koyuyor. Küresel güneş enerjisi bu artışın önemli bir parçası.
Bu eğilim, yenilenebilir enerji kaynaklarının giderek artan hakimiyetini vurgularken, nükleer enerjinin geleceği konusunda da soruları gündeme getiriyor. Fransız nükleer enerji danışmanı Mycle Schneider’in rehberliğinde yayınlanan WNISR, bazı önemli gelişmeleri vurguluyor. Raporda küresel güneş enerjisi ile nükleer enerji arasındaki büyüme farkının net bir tablosu ortaya konuyor.
Küresel güneş enerjisi trendi artıyor
Haziran 2024’ün sonunda, dünya çapında 408 operasyonel nükleer reaktör 367 GW güç üretiyordu. Buna karşılık, küresel güneş enerjisi PV kapasitesinin aynı zamana kadar yaklaşık 2 TW’a ulaştığı tahmin ediliyor. Nükleer üretim 2023’te hafif bir artış gösterse de, 2021 ve 2019’da ulaşılan önceki seviyelerin altında kalmaya devam ediyor. Raporda, “Küresel nükleer enerji üretimi yüzde 2,2 arttı ancak 2021 ve 2019’un altında kaldı” ifadesi yer aldı.
İşletmedeki nükleer ünite sayısı marjinal olarak artmış olsa da sektör halen 2002’deki zirve noktasından çok uzak. Küresel güneş enerjisi bu dönemde büyük bir ilerleme kaydetti. Yeni nükleer reaktörlerin inşası da yavaşlıyor. Önemli bir nükleer güç olan Amerika Birleşik Devletleri’nde inşa halinde reaktör bulunmamaktadır. ABD’de inşaat lisansı için tek başvuru, henüz lisansı alınmamış küçük ölçekli bir proje olan Bill Gates’in Natrium reaktörü için.
Geçtiğimiz yıl sadece beş yeni nükleer reaktör devreye alınırken, aynı sayıda reaktör kapatıldı. Araştırmacılar raporda: “2023’te 5 yeni nükleer reaktör (5 GW) devreye alındı ve 5’i kapatıldı (6 GW), böylece kapasitede net 1 GW düşüş oldu” dedi.
Raporda ayrıca nükleer enerjinin yalnızca güneş ve rüzgarın hızlı büyümesinden değil aynı zamanda pil depolamasından kaynaklanan zorlukları da vurgulanıyor. Küresel güneş enerjisi ile ilişkili pil depolamanın maliyetinin Çin’de 2025 civarında kömürle çalışan ve nükleer santrallerin maliyetinin altına düşmesi öngörülüyor.
Güneş enerjisiyle depolama, halihazırda çoğu pazarda nükleer enerjiden daha uygun maliyetli bir seçenektir ve piyasada bulunan diğer düşük emisyonlu elektrik kaynaklarıyla oldukça rekabet edebilir durumda. Rapor ayrıca küçük modüler reaktörlerin (SMR’ler) geleceği konusunda da şüphe uyandırıyor. Önemli “reklamlara” rağmen Batı’da hiçbir tasarım sertifikası veya inşaatı yapılmadı ve birçok SMR projesi gecikmelerle veya iptallerle karşı karşıya.