Capgemini ve EFMA tarafından yayınlanan yıllık bankacılık raporunda Türkiye, fintech hizmetlerini ve uygulamalarını benimseme alanında yüzde 83 oranla lider olmayı başardı. Dünya genelinde yapılan ankete 32 ülkeden, toplamda 16 binin üzerinde bireysel bankacılık müşterisi katıldı. Ayrıca bankacılık alanında yönetici olan profesyonellerle de röportajlar yapıldı.
Bireysel bankacılığın yanı sıra, yeni yükselen finans teknolojileri alanındaki trendleri de inceleyen rapora göre Türkiye, benimseme oranı açısından yüzde 83 ile birinci sırada yer alıyor. Ülkemizi yüzde 81 ile Portekiz, yüzde 80 ile Arjantin, yüzde 78 ile Meksika ve yüzde 77 ile Hindistan takip ediyor. Global benimseme oranı ortalama yüzde 63 olarak hesaplandı. Fintech tanımı ise şu şekilde belirlendi: “Geleneksel finans ürün ve hizmetlerini daha verimli kullanmak için dijital teknolojilerden faydalanmaktır. Bunun içine son kullanıcılara yeni ve tek başına bir servis olarak sunulan ya da geleneksel bankacılık ve finans servislerinin kullanımına olanak tanıyan dijital teknolojiler girmektedir.”
İnsanlar fintech’e güveniyor
Aynı araştırmadaki önemli bir diğer sonuç ise, son kullanıcıların arkadaşlarına tavsiyede bulunurken kendi öncelikli bankaları yerine bir fintech sağlayıcıyı tercih etmeleri olarak görünüyor. Bireysel bankacılık müşterileri arasında arkadaşlarına banka önerenlerin oranı yüzde 38 iken, bir fintech servisi önerenler yüzde 55 oranına sahip. Diğer bir deyişle her iki kişiden biri kullandığı finansal teknoloji servisini bir başkasına öneriyor.
Bunun gerekçesi ise fintech uygulama ve servislerinin çok daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunmasında gizli. Yine anket katılımcılarına göre bu ürünlerin sunduğu ana değer; yüzde 82 oranında kolay kullanım, yüzde 81 daha hızlı hizmet, yüzde 80 daha iyi müşteri deneyimi olarak sıralanıyor. Bankaların uyumluluk ve maliyet tasarrufuna odaklanması nedeniyle kullanıcı deneyimi çoğu zaman ikinci planda kalıyor.
Bankalar orta yolu bulmaya çalışıyor
Araştırma sonuçları bankaların neredeyse yarısının (yüzde 46) fintech şirketleriyle ortak çalışmayı planladığını gözler önüne seriyor. Buna karşın kendi altyapılarının, bu iş birliğiyle gelecek teknik ihtiyaca yanıt vereceğine inananların oranı sadece yüzde 13.
Yakın dönemde finansal teknolojiye yatırım yapanlar arasında liderliği bankaların aldığı konuşulmuştu. Wall Street kurtları ve global hizmet sunan bankalar, müşterilerine daha yakın olabilmek adına bu alandaki girişimleri ya satın alıyor ya da bu şirketlerde hissedar olmaya çalışıyor. 2016 yılının ise tam anlamıyla fintech yılı olması bekleniyor. Bakalım bu dönüşüm son kullanıcıya başka ne gibi avantajlar sunacak…