Maaşlı, SSK’lı işinizden ayrılıp bir startup kurmak, çocukluğu milenyuma denk gelen, Bill Gates ve Steve Jobs’ın başarı hikayeleriyle büyüyen herkesin hayalini kurduğu bir atılımdır. Bir iş kurup büyütmeyi ve sonrasında bir teknoloji devine bu startup’ı satıp voliyi vurmayı kim istemez? Ancak bu büyük adımı atmaya maddi ve psikolojik yönden hazır olduğunuzu düşünseniz de, bu senaryonun gerçekten gerçekleşmesi durumunda sizi nelerin beklediğini bilmenizde fayda var.
Genç bir startup, büyük bir şirket tarafından satın alındığında ne oluyor?
Milyar dolar değere ulaşan bir unicorn startup olsanız dahi, yolun sonunda iki seçenek görünüyor: Ya kendiniz bir teknoloji devine dönüşeceksiniz (Uber ya da Airbnb gibi) ya da daha büyük bir teknoloji devi tarafından satın alınacaksınız (WhatsApp, Instagram ve dahası). Girişimini satmayı planlayanlar için Inc.com güzel bir kılavuz hazırlamış. Gelin birlikte göz atalım:
Şirketinize bir yatırımcı veya daha büyük şirket talip olduğunda size iki seçenek sunarlar. İlkinde paranızı alır, tüm haklarınızı ve hisselerinizi devredip şirketten ayrılır, erken emekliliğin tadını çıkarırsınız. Ancak anlaşmaların büyük çoğunluğunda şirkette kalmanız, ya bir departmanı yönetmeniz ya da yönetim kurulunda küçük hissedar olarak rol almanız beklenir. Bu tür anlaşmalar fazlasıyla karmaşık olacağından, eğer sizden şirkette kalmanız isteniyorsa, neye imza attığınızın farkında olun ve sözleşmeyi tamamen okuyun.
Maaşlı işe dönecek misiniz?
Satın almanın ardından, kendi kurduğunuz ve patronu olduğunuz şirkette sıradan bir maaşlı çalışan, iyi ihtimalle orta seviye bir yönetici olmaya hazırlanın. Esnek çalışma saatleri, seyahat engeli olmaması ve tüm diğer o standartlar hayatınıza geri dönecek. Yeni bir şeyler üretmenin tutkusunu bu pozisyonda sürdürebilecek misiniz? En başa dönecek olursak, maaşlı işinizden zaten bu yüzden ayrılmamış mıydınız?
Ne kadar pay alacaksınız?
Sanılanın aksine, WhatsApp kurucusu Jan Koum ve arkadaşları, Facebook satışından elde ettikleri 20 milyar dolara yakın parayı aralarında bölüşmedi. Onları bugünlere getiren yatırımcılar ve diğer paydaşlar da bu parada hak sahibiydi. Çoğu startup hızlı büyüme ivmesini melek yatırımcılar ve diğer paydaşlara borçludur. Olası bir satın alma durumunda da bu kişilere sahip oldukları pay karşılığı ödeme yapılır.
Kurucusu olduğunuz startup için hisse karşılığı yatırım ve diğer ödemeler nedeniyle çoğu zaman elinizde yüzde 50 hisse gibi bir pay kalır. Satın alma gerçekleştiğinde de ödenen miktarın iyi ihtimalle yarısını alabilirsiniz.
Kontrol kimde olacak?
Startup size ait iken her türlü karar yetkisi size aitti. Bir başka şirketin parçası olduğunuzda ise bu kadar esnek ve cesur davranmanız mümkün olmayacak. Çoğu girişimci için tutkuyla geliştirip meydana getirdiği ürünün bir başkasına ait olmasını izlemek acı vericidir. Satın alma sonrası başarıya ulaşan çok az ürün vardır. Büyük şirketler genelde ekibe ve yeteneğe önem verir, ürünün geliştirilme sürecini ise bir süre sonra ya kendi ürünüyle birleştirir ya da tamamen sonlandırır.
Mark Zuckerberg tarafından şirket dışı kalmaya zorlanan Facebook kurucu ortağı Eduardo Saverin’i düşünün. Her ne kadar Zuckerberg daha sonra kendisine yüklü bir ödeme yapmış olsa da, modern dünyayı şekillendiren sosyal ağı bir zamanlar kendi emeğiyle meydana getirdi ve şu an Facebook üzerinde hiçbir söz hakkı bulunmuyor.
Kısacası başarıya ulaşan bir startup sahibiyseniz, gelen satın alma tekliflerini değerlendirirken neyi satmakta olduğunuzu gözden geçirin. Ürünlere, ekibinize ve hatta yeteneğinize bile bir etiket koyulabilir, ancak sizi o noktaya taşıyan tutkuya paha biçilemez.