Çığır açan İsviçre teknolojisi, nükleer santrallerdeki radyoaktif atıkların yüzde 80’ini azaltıyor. Nükleer atıkların radyoaktivitesi binlerce yıldan 500 yılın altına indirilebilecek. Özel nükleer fisyon şirketi Transmutex’te çalışan eski bir CERN bilim adamı, nükleer atıkların radyoaktivitesini yüzde 80’e kadar radikal bir şekilde azaltabilecek yeni bir yaklaşım geliştirdi.
Nükleer santrallerde radyoaktif atık sorunu
Merkezi İsviçre’de bulunan Transmutex’in teknolojisi, nükleer atıkları yöneten İsviçre ulusal organı Nagra tarafından birkaç ay boyunca incelendi ve o da bu tahmine ulaştı. Nükleer fisyon reaktörlerinin operasyonel güvenliği sıklıkla ilgi odağı olsa da, kullanılmış yakıtın güvenliği daha fazla dikkat gerektirmektedir. Nükleer fisyon yakıtı, kendisinden elde edilen enerji tükendikten çok sonra bile yüzbinlerce yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Ülkeler fosil yakıtlardan uzaklaşmanın yollarını ararken, nükleer fisyon teknolojisi geri dönüşe hazırlanıyor. Geçen yılki COP28’de 20 ülke önümüzdeki 25 yıl içinde nükleer enerji kapasitelerini üç katına çıkarmaya karar verdi ancak kullanılmış yakıtın uzun vadeli depolanmasına ilişkin planlar henüz hazırlanmadı. Ülkelerin nükleer enerji üretimini artırması nedeniyle, Transmutex gibi teknolojik atılımlar benimsenmedikçe bu tür tesislere daha fazla ihtiyaç duyulacak.
Adından da anlaşılacağı gibi Transmutex, elementlerin dönüşümüne, yani bir elementin kendi izotopuna veya tamamen başka bir elemente dönüştürülmesine dayanıyor. Teknik açıdan bakıldığında bu, simyacıların geçmişte metalleri altına dönüştürmek için uygulamaya çalıştıkları prensibin aynısı. Simyacıların başarısız olduğu yerde, CERN’den eski bilim insanları başarılı olmayı başardı. Araştırmacılar, parçacık hızlandırıcı kullanarak toryum gibi hafif radyoaktif bir elementin uranyum izotopuna dönüştürülmesini öneriyor. Hızlandırıcı, yeni üretilen uranyumun hemen işlenebileceği bir nükleer fisyon tesisine bağlı. Ancak günümüzde nükleer santrallerde kullanılan uranyum benzerinin aksine bu uranyum, plütonyum veya diğer yüksek düzeyde radyoaktif atık üretmiyor.
Rubbia’nın eski işyerinde parçacık hızlandırıcıya erişimi olsa da nükleer enerji santralleri aynı lükse sahip değil. CERN’in Büyük Hadron Çarpıştırıcısını kurmak için yaklaşık 5 milyar ABD doları harcadığı göz önüne alındığında, her tesisin yakınında bir parçacık hızlandırıcı inşa etmek oldukça pahalı olabilir. Diğer zorluk ise nükleer teknolojiye karşı muhalefet. Daha önce Almanya’nın nükleer santrallerini nasıl aşamalı olarak kapattığını bildirilmişti. İsviçre’nin de mevcut dört nükleer enerji üretim tesisi için benzer planları var.