Yaklaşık 2 yıldır aynı çatı altında faaliyet gösteren ve Türkiye’nin en büyük şirketlerinden olan Türk Telekom, Avea ve TTNET, 27 Ocak 2016 itibariyle Türk Telekom çatısı altında tek bir marka olarak yola devam etmeye başladı.
Buna göre, şirketler bu birleşmeye rağmen tüzel kişiliklerini koruyacaklar. Bu da demek oluyor ki yine internet hizmetini TTNET, mobil iletişim hizmetini AVEA, sabit telefon iletişimini ise Türk Telekom sağlamaya devam edecek. Tek fark, marka algısı ve kurumsal kimlik değişmiş olacak.
Peki, yeni kurumsal kimliği konusunda ne düşünüyorsunuz?
Yani markanın logosu, web siteleri, tabelalar ve hatta cep telefonlarındaki mobil operatör göstergeleri dahi değişmeye başlandı. Rengi, reklamı, konsepti ve diğer uygulamaları yeni vizyonuna uygun bir algı oluşturabildi mi?
Sosyal medya ajansı Somera’ya göre ilk üç içinde izlenimler şöyle: Konuyla ilgili 50 binden fazla sosyal medya iletisi paylaşılırken, birleşmeyle ilgili görüş bildiren iletilerin yüzde 21’i olumlu, yüzde 18’i olumsuz ve yüzde 61’i nötr oldu.
Paylaşılan iletilere göre yeni logo, yüzde 31 oranında beğenilirken, yüzde 19 oranında eleştirildi. İletilerin yüzde 50’si ise yeni logoya nötr yaklaştı. En çok kullanılan etiket ise #fiberlemek oldu.
Kullanılan renk, yazı karakteri ve diğer figürler önümüzdeki üç yıl içinde değişeceğini düşünüyorum. O nedenle üzerinde durmayacağım. Hele reklamları…
Asıl dikkat etmemiz gereken taraf, 4.5G’ye hazırlık çalışmaları…
30 Eylül 2015 itibariyle 12.9 milyon sabit hat, 7.8 milyon geniş bant ve 17 milyon mobil abonesine hizmet veren Türk Telekom’un hizmet kalitesini abonelerine sormak lazım. Eğer hizmet kalitesi “fiberleniyor”sa, gidişat iyidir.
Vodafone Türkiye CEO’su Gökhan Öğüt, bu sabah (1 Şubat) konuk olduğu Tv programında, önümüzdeki beş yıl içinde ancak Türkiye’deki herkesi kapsayan bir alana hizmet vermeye ancak ulaşılacağını söyledi. Bunun da nedeni fiber ağların yetersizliği… Yani 21 milyon haneye fiber hat döşenmesi gerekiyor. Bunun için de her yıl en az 5 milyar dolar yatırım yapılması gerekiyor. şimdi bu yatırımın kimin yapacağı tartışılıyor.
Mobil operatörleri, eğer bu fiber ağlar altyapı hizmeti ise devletin de bir katkı yapması gerektiğini düşünüyor.
Ben İstanbul’un sur içinde oturuyorum. Benim sokağımda olmayan bir fiber ağdan bahsediyoruz.
1 Nisan günü 4.5G hizmetleri başlayacaksa, Türkiye’nin sınırlı bir kesimi bu hizmetten faydalanabilecek.
Durumu iyi kavrayabilmek için, önce Türkiye’deki internet ve mobil verilere bakalım: İnternet kullanımınına göre (penetrasyon oranı), Türkiye %58 ile 30 ülke arasında 19. sırada bulunuyor. Mobilde ise ülkelere göre İnternet kullanımında lider ülkeler, mobilin internet trafiğinde payına göre yapılan sıralamada arka sıralara düşerken daha çok gelişmekte olan ülkeler ön sıralarda kendilerine yer buluyor. Türkiye de mobilin üstün olduğu ülkeler arasında olduğu malumumuzdan.
Ülke karşılaştırmalarında birkaç önemli veriden daha söz etmek lazım. Örneğin 30 ülkedeki ortalama internet internet hızı (mbps). Türkiye 6.2 mbps ile ortalamanın hemen üzerinde seyrediyor. Bunun yanında aktif dijital alışveriş kullanıcı oranımız %49, sosyal medya kullanıcı oranımız %53, tekil mobil kullanıcı oranımız %78 ve ülkemizde sosyal medyada bir kullanıcının geçirdiği ortalama zaman yaklaşık 2.5 saat.
Mobil ile internet arasında farkedilmeyen bir rekabet var. Aynı rekabet internet şirketleri ile mobil operatörler arasında da devam ediyor. Rerakebetin asıl boyutları bu 4G döneminde daha da netleşecek.
Ve Türkiye’nin bu ilkbaharı 4.5G reklamlarının her mecrayı kapatacak yoğun bir döneme giriyor. Bu kampanyaların Türk Telekom gibi “fiber” üzerine bina edilmesi yanlış bir yöntem olabilir. Hele elimizdeki mobil aletler 4G’ye uyumlu değilse boşa çaba olacaktır.
İnsanları reklamda kandırıyorlar bende 4 5g ye uyumlu hattı taktırdım ama internet hızımda biçbir fark göremedim.