NASA, ultra verimli uçakların geliştirilmesine yardımcı olacak 4.3 metrelik minik bir motoru test etti.
Havacılık sektörünün çevresel etkisini azaltmak kritik bir görev. Bunu çözmek için NASA, yeni nesil, son derece verimli uçaklar yaratmaya başladı ve DGEN380 Aero-Propulsion Research Turbofan (DART), alet kutusundaki hayati bir silah.
Çevre dostu yeni NASA mini motoru
Yalnızca 1.3 metrelik bu küçük mucize, küçük şeylerin gücünün kanıtı. DART küçük olmasına rağmen çok büyük bir güce sahiptir; 570 poundluk itme kuvveti. Daha büyük, yakıt verimliliği daha yüksek ticari motorların tipik özelliği olan yüksek baypas oranı, tasarımına dahil edilmiş. Bu, büyük miktarda havanın merkezi atlamasına izin vererek yakıt tüketimini ve gürültü kirliliğini azaltıyor.
DART’ın gerçek gücü, uyarlanabilir bir test ortamı olarak hizmet edebilme yeteneği. Pahalı ve tam boyutlu jet motorlarının aksine DART, araştırmacıların yeni teknolojiyi test etmeleri için uygun fiyatlı bir platform sağlıyor. Bu uyarlanabilirlik, yeni motor parçalarının hızlı bir şekilde test edilmesini ve prototiplenmesini mümkün kılıyor. Bu da 2030’lu yıllara kadar ticari uçaklar için yeni nesil küçük çekirdekli, yakıt tasarruflu motorların geliştirilmesinin kapısını açacak.
Yakıt verimliliğinin ötesinde NASA mini motoru DART, gürültü azaltma tekniklerini değerlendirmek için hayati bir platform görevi görüyor. Kompakt boyutu, çeşitli gürültü azaltıcı malzemelerin ve motor kaplamalarının test edilmesini kolaylaştırarak daha sessiz uçakların geliştirilmesine katkıda bulunuyor. Ayrıca DART, sensörlerin ve diğer önemli uçak cihazlarının performansını değerlendirmek için de kullanılabiliyor. DART ile yapılan araştırmalar, malzeme entegrasyonunun motor gürültüsünü nasıl en aza indirebileceğine ışık tuttu. Bu, daha çevre dostu bir havacılık endüstrisine doğru önemli bir adım.
Başarılı testlerin ardından DART, daha fazla değerlendirme için muhtemelen NASA’nın rüzgar tünelleri gibi daha büyük tesislere geçiş yapacak. Tasarım ve rüzgar tüneli testleri arasındaki bu önemli köprü, bu teknolojilerin gelecekteki uçak motorlarına başarılı bir şekilde entegre edilmesini sağlayarak, sonuçta daha sürdürülebilir bir havacılık geleceğine katkıda bulunuyor.