Anlaşmaya göre elektronik şirketi Samsung, elektrikli araçlar da dahil olmak üzere Hyundai ve Kia markalı bağlantılı araçları desteklemek için mevcut yerli SmartThings platformunu genişletecek.
Evden arabaya ve arabadan eve sistemler, her iki yönde de uzaktan kontrol sağlamak üzere ev içi uygulamaları araç içi bilgi-eğlence sistemlerine bağlayacak şekilde tasarlanacak.
Uygulama aracılığıyla gerçekleştirilebilecek görevler arasında aracın çalıştırılması, camların açılıp kapatılması ve klimanın etkinleştirilmesi yer alıyor. Kullanıcılar araç içindeyken çeşitli cihazları kontrol edebilecek ve enerji yönetimi görevlerini gerçekleştirebilecek.
Samsung, birleşik platformun belirli rutinlerin programlanmasına izin verebileceğini iddia etti; örneğin sabah alarmı çaldığında, araba işe gidip gelme öncesinde uygun bir sıcaklığa ayarlanmadan önce evdeki perdeler açılacak ve ışıklar yanacak.
Samsung EVP Chanwoo Park, işbirliğinin “Gelecekteki yaşam tarzları için optimize edilmiş entegre hizmetlere yol açacağını.” belirterek, “Hem evde hem de arabada müşteri deneyimini önemli ölçüde artırabileceğiz.” dedi.
Togg, benzer bir planı çok daha erken gündeme getirmişti
Türkiye’nin yerli elektrikli otomobili Togg da lansmanından bu yana bir otomobil değil, “akıllı cihaz” olarak öne çıkarılıyor. Ve söz konusu özelliklerin birçoğunun ön çalışmaları lansmanda sergilenmişti.
Togg CEO’su Gürcan Karakaş, Nisan 2023’te gerçekleştirdiği bir ropörtajda; “Otomobil artık bir yaşam alanı ve evde, ofiste ne yapıyorsak otomobilde de yapılabilecek. Özellikle otonom sürüşle birlikte, yani otomobili idare etme zorunluluğu ortadan kalktıkça bu trend daha da baskın hale gelecek.
Bence otomotiv dünyasındaki en büyük dönüşüm, otomobilin artık A noktasından B noktasına ulaşmaya yarayan mekanik bir araç olmaktan çıkıp, entegre olan, bizim ifademizle “içinde internet olan değil, internetin içinde olan” bir akıllı cihaza dönüşmesi olacak. Akıllı olan her şeyle entegre olabilen ve sizin yaşam alanınıza değer katan bir akıllı cihaz.” açıklamasını yaptı.
Ayrıca teknolojinin geliştirilmesi aşamaları ile ilgili bir soruya “Aslına bakarsanız bunlar start-up’ların dünyası. Bugüne dek 300’e yakın start-up ile temas ettik. Bunların yaklaşık yüzde 85’i Türkiye’de, geri kalanı yurt dışındaydı. İçlerinden 20’siyle el sıkıştık, 40’ıyla da konseptin onayı (proof-of-concept) konusunda işbirliği yapıyoruz. Yani ekosistem dediğimiz bu yapının çekirdeğini biz ve 40’a yakın start-up birlikte oluşturuyoruz.” yanıtını verdi.
Bu Samsung ve Hyundai’nin son hamlesinden çok daha erken bir tarihte ve start-up’larla ilerlemesi bakımından da oldukça potansiyel vaadediyordu.