Drone’lar, hem kişisel kullanım için hem de ticari operasyonlara lojistik destek sağlamak için giderek önem kazanan araçlara dönüşüyor. Kişisel kullanımda, çevreyi keşfetmek isteyen maceracılar için yol gösterici rolü üstlenirken, hava fotoğrafları veya videoları çekmeyi sevenlerin de en büyük yardımcıları yine drone’lar oluyor.
Ancak kişisel kullanımın ötesinde, drone’ların ticari operasyonlarda önemli rolleri olduğunu görebiliyoruz. Amazon gibi dev bir ticaret sitesi, müşterilere satın aldıkları ürünleri daha hızlı ulaştırmak için yapay zekalı, yolunu kendi kendine bulan, robotik drone’lar kullanıyor. Öte yandan, reklam ve pazarlama şirketleri de drone’lar ile elde ettikleri görüntüleri kullanmayı çok seviyorlar. İnşaat veya madencilik şirketleri, dev arazilerde ölçümlerini, arazi kontrollerini, planlamalarını dronelar yardımıyla gerçekleştiriyorlar. Emlak şirketleri, yüzlerce, binlerce dönüme varan boyutlardaki dev arazilerin satışı için müşteri adaylarını arazilerde uzun, yorucu ve pahalı bir yolculuğa çıkarmadan önce drone’lar ile araziden alınmış videoları seyrettiriyorlar. Araziyi beğenip almak isteyen müşteri satın alacağı araiziyi ikinci aşamada gezip inceleme yapıyor. Bu aşamada bile müşterilerin emrine drone’lar sunuluyor.
Türkiye’de de medyaya yansıyan son olayda, Turkcell’in, üçüncü boğaz köprüsü üzerine yerleştireceği baz istasyonunun en geniş kapsama alanına sahip olması için doğru noktanın neresi olacağını tespit etmek amacıyla köprü inşaatı üzerinde, mobil baz istasyonu taşıyan bir drone uçurarak ölçüm yaptığını biliyoruz.
Drone’lar şüphesiz, çok yakın gelecekte hayatımızın olağan bir parçası haline gelecekler. Ancak drone’lar aynı zamanda hava taşımacılığı için de büyük tehlike oluşturuyorlar. Hava alanlarına yakın uçurulan drone’ların dev yolcu uçaklarını düşürme tehlikesi bulunuyor. Veya bir yangın bölgesine müdahale edecek itfaiye uçaklarının drone’lar yüzünden sık sık düşme tehlikesi yaşadığını duyuyoruz. ABD’de Federal Havacılık Yönetimi(FAA) bu tehlikeyi önlemek için şimdi özel bir uygulama yayınladı.
Uygulama şimdilik test aşamasında ve sadece iOS üzerinde çalışıyor ancak FAA’nın yayınladığı görüntülerde, bir drone kullanıcısının drone’ununu harita üzerinde görebildiğini ve uçuşa yasak bölgeleri seçebildiğini drone’un bu alanlara belli bir mesafeden fazla yakınlaşmaması için gerekli görsel uyarılara ulaşabildiği anlaşılıyor.
FAA’nın geliştirdiği uygulama iki ay test aşamasında kaldıktan sonra uygulama marketlerinde yayına açılacak. Bu sırada diğer ülkelerin de FAA uygulamasını örnek alan benzer uygulamaları hızla yayına alması bekleniyor. Drone üreticilerinin de FAA’nın uygulamasını baz alan otomatik güvenlik önlemlerine sahip drone’lar üretecekleri tahmin ediliyor. Böylece bir drone, FAA tarafından belirlenmiş tehlikeli bölgelere yaklaştığında bu bölgeye girmeyi red edecek ve kullanıcısına uyarı gönderecek. Ancak özel izinler ve risk kabullenmesi sayesinde drone’lar bu bölgelere girebilecekken, uçuşa yasak bölgelerin kontrolünü sağlayan otoriteler de bir drone’nun bölgeye girdiğinden haberdar olması sağlanacak.