Dünyadaki her insanın elinde artık bir cep telefonu bulunuyor. Çok geri kalmış birkaç küçük bölgede yaşayan az sayıdaki insanı saymazsak, bu telefon kullanıcılarının büyük bölümü de akıllı telefon sahibi. Elbette bu sonuca ulaşmak için cep telefonu üreticilerinin dünya gezegeninde yaşayan insanlara milyarlarca telefon üretmesi ve satması gerekti. İşte bu süreç, Samsung, Apple, Huawei, ZTE, LG, HTC, Sony gibi telefon üreticilerinin altın çağını oluşturdu. Yıllar boyunca, giderek artan bir ivmeyle, “bize yeni telefonlar verin,” diyerek kapılarında bekleyen insanlara akıllı telefonlar sattılar.
Ancak Gartner’ın yeni raporuna göre, bu trend artık geride kalmış olabilir. Rapora göre, cep telefonu pazarındaki büyümenin hızı yavaşlıyor. Bu yavaşlamada en büyük kurbanın Samsung olduğu anlaşılıyor. Samsung’un 2015’in ikinci çeyreğindeki pazar payı %4.3 oranında düşmüş bulunuyor. Aynı dönemde, geçen yılın aynı dönemine oranla 4 milyon daha az telefon sattığı da anlaşılıyor. Samsung’tan 4 milyon daha az telefon satın alan kullanıcıların ise Huawei, Xiaomi ve Lenovo (Motorola)’dan yeni telefonlar satın aldıkları anlaşılıyor. Bir diğer şanslı üretici ise Apple. Apple’ın satışlarını 12 milyon adet artırdığı gözden kaçmıyor.
Ancak tüm bu rakamlara rağmen, üreticilerin endişeli olduğunun altını çizmek gerekiyor.
Yanlış anlaşılmasın, büyüme hala sürüyor ancak eskisi kadar hızlı değil. Rapora göre, büyümenin hızı 2013 seviyesine inmiş durumda. Önümüzdeki yıllarda büyüme daha da yavaşlayacak ve sonunda da durma riski bulunuyor. Yani bir noktadan sonra insanlar her yıl yeni cep telefonu almak yerine, eski telefonlarıyla “birkaç uzun sene” geçirmeyi tercih edecekler.
Bu yavaşlamanın en büyük sebeplerinden biri olaraksa, Çin işaret ediliyor. Son birkaç senedir ceplerine para giren Çinli kullanıcılar prestij göstergesi olan yeni ve pahalı akıllı telefonlarına hücum etmişken artık bu prestij sembolüne doymuş oldukları anlaşılıyor ve telefonları bundan sonra “ihtiyaçları” doğrultusunda alacaklarının işaretini veriyorlar. Yani, yeni bir iPhone çıktığında mağazalara koşturmak yerine, ellerindeki eski iPhone’un pilinin ölmesini, işletim sisteminin yetersiz kalmasını, ekranının kırılmasını, düğmelerinin bozulmasını bekleyecekler. Kısaca söylemek gerekirse, Çinli tüketici de artık normalleşiyor ve klasik, mantıklı, aklı başında tüketici çizgisine geri dönüyor.
Elbette dünyadaki diğer pazarlarda da aynı eğilimi görmek zor değil. İnsanlar artık sadece prestij için yeni bir telefon almayı çok umursamıyor. Kaldı ki, yeni “prestij” telefonları, artık eski modellerin arasında kendini o kadar çok da fark ettirmiyor. Yani elinde iPhone 5 ile iPhone 6 olan iki kullanıcının farkı eskisi gibi 100 metre öteden kendini göstermiyor. Telefon kullanıcıları artık kılıflarla, kaplarla, katlanır, kıvrılır alacalı bulacalı kapaklarla kendi tarzlarını ve “prestijlerini” göstermenin daha “ucuz” bir yolunu buldular. Dolayısıyla, eskisi gibi, prestij amacıyla telefon almak için mağazaların önünde kuyruk olma dönemi bitti ve genel olarak da telefon pazarındaki büyüme hızla yavaşlıyor.
Kullanıcıların artık asıl ilgi noktası, içeriğe dönmüş durumda. Yani kullanıcı elindeki telefonuyla “hava atmak” yerine, telefonuyla neler yapabildiğini daha fazla önemser hale geldi. Dolayısıyla doğru uygulamaları kurmaya, hayataını mobil cihazı sayesinde kolaylaştırmaya, telefonu üzerinden haberlere, sosyal medyaya, sohbet yazılımlarına, videolu görüşmelere ulaşmayı daha fazla önemsiyor. Bu da, artık mobil pazarda paranın donanımdan yazılıma akmaya başlayacağının işareti olarak kabul edilebilir. Eksiden bir iPhone için 3 bin lira ödemeye hazır olan kullanıcılar artık başarılı, kaliteli, hızlı ve orijinal uygulamalar için 5 lira, 10 lira, 20-30 lira ödemekten kaçınmayacaklar. Üstelik artık mobil kullanıcılar, sanal kredi kartları, Paypal, Google, Windows ve Apple hesapları üzerinden güvenli online alışveriş yapabileceklerini de keşfetmiş durumdalar. Mobil cihazların yaygınlaştığı ilk dönemlerde karşılaştığımız online ödeme korkusu artık büyük oranda atlatıldı.
Dolayısıyla, rüzgar artık uygulama geliştiricilerin lehine dönmüş durumda. Bu yeni süreçte, hem yerli kullanıcılara, hem de yabancı kullanıcılara hitap edecek orijinal, başarılı, kaliteli uygulamalar geliştirebilen ekipler, eskisine oranla başarıya çok daha yakın olacaklar.