Klişe bir tabirle yeni yılınız kutlu, mutlu ve başarılı olsun diyerek başlamalı söze. Değişen takvim yılı gibi görünse de, ardında zamana yetişemeyen planlar bırakıyor tarih boyunca olduğu gibi. Değişimin ayak sesleri biraz daha yüksek sesle yankılanıyor iş dünyasında. Ama bilgisayarların hayatımıza girdiği günden bu yana yaşanacak, belki 10 yıllık bir dönüşüm de var karşımızda.
2016 için pek çok yerde öngörüler, tahminler ve beklentiler çıktı karşınıza. Türkiye ve teknoloji dünyasından baktığımızda biraz da pazarlama cilasıyla 4,5G’ye devşirilen iletişim dünyası oldukça hareketli geçecek. Mobil cihazların hakimiyeti biraz daha artacak. Etrafta geride bıraktığımız yıla oranla çok daha fazla tanımlanmış uçan cisim, yani drone göreceğiz. Belki birkaç parlak fikir yaşamlarımızda uzun yıllar kalmak üzere giriş yapacak. Ama dediğim gibi, 2016 bir dönüşümün giriş kapısı benim gözümde. Yazının sonunda görebileceğiniz gibi başka kişi ve kurumların da…
Mesela yapay zekanın gerçeğe yakın örnekleriyle karşılaşacağız. Sonraki 10 yılda ise otomasyon teknolojilerinin yapay zeka ile nasıl karar verici hale geldiğini göreceğiz. 2025, belki 2026’da yapay zekaya sahip makinelerin şirketlerin denetim kurullarında olmasıyla karşılaşacağız. Yönetim kurulunda Chief Artifical Intelligence Officer’lar yani CAIN’ler karşımıza çıkar mı şimdilik belirsiz. Daha doğrusu buna teknolojiden çok kontrolü elinden bırakmak istemeyen insan egosu karar verecek.
2015’te sürücüsüz otomobillerin ilk örneklerini yollarda görmeye başlamıştık. 2026’da ise otomobil kullanmayı büyük ölçüde bırakacağız. Bizim yerimize gelişmiş, belki aynı zamanda psikologumuz olan yapay zekaya yakın makineler kullanacak araçları. Yine otomobilin içinde olacağız, ama direksiyona dokunmadan işimize bakacak, otomobilimizin akıllı camından belki e-postalarımızı okuyacak, belki bir sonraki hafta şehrimize gelecek sanatçıların videolarını izleyeceğiz. Bu sırada otomobilimizi yöneten yazılımlar o anki trafik durumuna göre en ideal rotayı kendi başına çizecek, anlık değişiklikleri algoritmasında değerlendirerek yolunu değiştirecek ya da bize alternatifi kullanmak isteyip istemediğimizi soracak. Bunu belirleyecek olansa yine biz insanların egosu ve o anki ruh halimiz olacak.
Dönüşüm sadece bunlarla sınırlı kalmayacak, akıllı şehirlerin lafta kalmayan gerçekten akıllanmış halleriyle karşılaşacağız. 2026’da ikinci baharını yaşayacak olan 5G yerine 6G’ye geçme çalışmalarının akıllı şehirler üzerindeki faydalarını konuşup yazacağız. Testler zaten başlamış olacak. Teknolojiden anladığını sanan bazı medyatik yayınlar 6G ile kaç saniyede film indirebileceğimizi yazacak. Ama asıl etkinin ve faydanın tamamen dijitalleşmiş şehirlerde görüleceğini atlayacak. TechInside gibi kurumsal teknoloji yayınlarında hem bu dönüşümü hem de Endüstri 5.0’ın sektörlere getireceği etkileri okuyacak ve izleyeceksiniz.
Evimizde bugünün buzdolabı, televizyon gibi standart cihazları arasına katılan üç boyutlu cihazların aynı zamanda evimizin kendisi ve içindeki cihaz ve eşyalar için bir yedek parça deposu haline geldiğini göreceğiz. Bir ürünü alırken içinde bulunan yazılım akıllı evimizle bağlantılı hale gelecek. Eşyanın, cihazın kullanımı üretici/pazarlayıcı şirket tarafından gözlem altında tutulacak. Milyonlarca cihazdan gelen veriler hızlanan altyapılar ile işlenecek, iyice gelişmiş predictive analytic yani tahmine dayalı analiz teknikleri çıkabilecek arızaları merkeze bildirecek. Diğer yandan servis ve bakım şirketleri sizi arayıp durumdan haberdar ederek bakım için gelmelerini isteyip istemediğinizi soracak. Benzer bir bakım senaryosu otomobiliniz için geçerli olacak. Sizin ajandanıza bakarak şehir dışında olduğunuz bir gün aracınızın servise gelip bakımının yapılmasını isteyip istemediğinize karar verilecek. Bunu yaparken de yine tahmine dayalı analiz çözümleriyle size arıza çıkabilecek tarih ve maliyet bilgileri sunacak. Şimdi yaptırırsanız şu kadar indiriminiz olacak paketiyle birlikte. Kararı mantığınız belki biraz da egonuz verecek…
Sadece 10 yıl sonrası için çok ‘uçtuğumu’ düşünebilirsiniz. Ancak yazının başlarında dediğim gibi, bu konuda yalnız değilim. Bahsettiğim yeniliklerin –yönetim veya denetim kurullarında yapay zekaya sahip makineler dahil- çoğu, Dünya Ekonomik Forumu’nun 2015’in ikinci yarısında yayınladığı ve 800 kadar uzmanın görüşleriyle şekillenmiş “Deep Shift: Technology Tipping Points and Societal Impact” başlıklı raporunda yer alıyor. Bunların ne kadarının ne oranda gerçekleşeceğine ise sadece ve sadece insan egosu karar verecek.
Hayatınıza anlam katan pozitif bir yıl olması dileğiyle, iyi seneler…